Bu yazılar sayesinde inanılmaz tepkiler aldım. İtiraf edeyim ki bu tepkileri aldığıma sevindim. En azından yazdıklarımın boşuna gitmediğini, birileri tarafından da okunduğumu hissettim. Fakat bu aldığım tepkilerde bir kısmı "üzülme oğlum! Allah herkese kısmetini verirmiş! Sen de bulursun, bak bulamazsan sana hemen bizim mahalleden bulalım!" tarzında idi. Bu yoğun ilgiyi gösteren bütün dostlar, akrabalara ve de okuyucularıma teşekkür ederim. Tabi bu sorun da bir sorun ama bu sorunu geçen konumuzda zaten işlemiştim.
Diğer tepkiler de daha derin bir toplumsal yaranın aslında nasılda hepimizi ilgilendiridiğinin göstergesi idi. Biz Batı Trakya'lılar olarak Yunanca bilmiyoruz ! Hakkaten de bilmiyoruz.
Size bu konuda bir kaç örnek daha vermek istiyorum. Üniversite'nin bittiği bu günlerde bütün sınıf arkadaşlarım iş başvurularını yapmaya devam etmektedirler. Arada laf olsun diye ben de bir dış ticaret şirketine başvurdum. Reklam olmasın ismi bende gizli. Ancak şöyle belirteyim İstanbul'daki Holding'lerden birinin dış ticaret şirketi. Başvurumu yaparken de şirketin bir yetkilisi ile karşılaşma fırsatım oldu. Söz konusu yetkili de Yunanistna pazarına bakan bir yetkili imiş. Muhabet arasında ben Yunanistan Vatandaşı olduğumu söyleyince yetkili bey heme söze girdi.
Söze girdi ve sitem etmeye başladı: "Siz Batı Trakya'lı gençler niye dış ticaret yapmıyorsunuz? Neden Yunanistan'la Türkiye arasında ticaret yapmak için kendinizi yetiştirmiyorsunuz? Neden Yunanca bilmiyorsunuz?" Yunanca bilmiyorsunuz lafına takıldım: "Nasıl yani, açıklarmısınız?" diye sordum.
Adam başına gelen bir iki olayı anlattı. Yunanistan da Selanik'te açacakları şirketlerinin bir ofisi için, Türkçe Yunanca ve İngilizce bilen elemanlar aramışlar. Başvuranlar arasında İstanbul'lu Rumlar ve de Batı Trakyalılar da varmış. Ancak 10 İşletme, Ekonomi, Kamu, Uluslararası İlişkiler ve Hukuk Mezunu Batı Trakya'lıdan bir tanesi bile adam akıllı Yunanca bilmiyormuş. Yunanca bilmediklerinden dolayı da hiç bir Batı Trakya'lı'yı işe alamamışlar. İşe alınamayan Batı Trakyalılardan bir tanesi bu şirket yöneticisi'ne kafa tutmuş bir de üstelik. "Siz "satılıksınız" siz "paragözsünüz" İstanbul Rumları'nı çalıştırıyorsunuz da biz "gariban" Batı Trakya'lıları ise çalıştırmıyorsunuz." martavalını okumuş
Yetkili Bey'de kendisine başvuran hiç bir Batı Trakya'lının Yunanca bilmediğini, hatta bir kısmının İngilizce bile bilmediğini söylemiş. Tabi herkesin bir "bakkal Yunancası" varmış ama. O kadar. Fazlası yok. Yetkili Bey'de Personel Müdürüne bir kontrol ettirmiş. Bu çok iyi üniversitelerden mezun Batı Trakya'lıların tümü de liseyi Türkiye'deki üniversitelerde bitirmiş.
Bu muhabbet içime bayağı bir dert oldu! Kafama takıldı.
Biz ne biçim bir toplumuz diye düşündüm. Yunanistan'da yaşıyoruz. Bombozuk bir eğitim sistemimizden, çökmenin eşiğinde olan bir eğitim sistemimizden dolayı iyi eğitim görmek isteyenler Türkiye'de okula gidiyor. Yada Türkiye'de okula gidenler iyi eğitim görüyor. Fakat bu Türkiye'de eğitim gören arkadaşlar'ın çok büyük bir kısmı Yunanca öğrenemiyor. Ceplerinde Avrupa Birliği'nin bir pasaportu, kendileri bir Avrupa vatandaşı olmalarına rağmen Yunanca bile bilmiyorlar. En azında bir Avrupa dili bile bilmiyorlar.
Bu böyleyken de biz birkaç ufku açık gariban, "Barış Köprüsü Olalım!" türküsünü söylüyoruz. İyi de barış köprüsü nasıl olur ki. Köprü iki tarafı birbirine birleştiriyorsa köprüdür. Türkiye Yunanistan arasında köprü olmak istiyorsak iki ülkenin dilini de iyi bilmemiz lazım! Ama biz hiç te öyle değiliz
İş dünyasında bile bu durum söz konusu değil ! Bakıyorum da Türk ve Yunan iş adamları iki ülkenin politikacılarını kale almadan işbirliğine gidiyor. Tabi ki İngilizce Konuşarak Bu aradaki dil sorununu çözecek olan birileri varsa o da biziz. Ancak. malesef biz Batı Trakya'lılar da çoğumuz Türkiye liselerinde okuduğumuz içi Yunanca bilmiyoruz. Her yaz tatilinde de 3 ya da 2 aylığına Batı Trakya'daki köyümüze kasabamıza geldiğimizde de turist gibi davranıyoruz. Nerde bir eğlence. Nerde bir gezme. Ner de bir piyasa
Sonra üniversitelerimiz bitince de "Yunanistan da bize iş yok!" diyoruz! Yunanistanda sistem yok diyoruz ! Ama Yunanca bilmediğimizi piyasaya çıkınca anlıyoruz. Malesef ki o zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Düşünüyorum da bu gümrük birliği sayesinde bir iki yıl içinde Türkiye ve Yunanistandaki büyük Şirketler, Kuruluşlar iki ülkenin de dilini bilen, 3000-5000 dolar maaşla çalışacak eleman aradıklarında biz kendimizi ne gibi hissedeceğiz. Ya da bir birimizi avutmak için bir birimize ne martavallar uyduracağız.