19 Kasım 2000
Arabamız bozulur iyi tamirci ararız. Dişimiz ağrır iyi bir doktor ararız. Bir göz rahatlığı geçirsek en iyi göz doktoruna gitmek isteriz. Araba almaya niyetlensek en iyi arabayı almak isteriz. Ev yapma niyetine girdiysek en iyisini yapmak isteriz. En iyi eve sahip olmak isteriz. Maddi konularda hep en iyisi arayışındayız...
Ancak toplumsal ve manevi konularda maalesef ki en iyi arayışında değiliz.
Çocuğumuzu okula göndereceğiz... "Eh okul olsun da nasıl olursa olsun. Okula gitmiş olsun...” düşüncesi içindeyiz. Bir eğlence yapıyorsak "yapalım da nasıl olursa olsun...” deriz. Bir radyomuz olsun da nasıl olursa olsun. Bizim basınımız olsun Türkçe olsun ama nasıl olursa olsun... Derneklerimiz olsun ama nasıl olursa olsun... Manevi olsun da nasıl olursa olsun... Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Sözü Yüksek Tahsilliler derneğine getirmek istiyorum...
Bu güne kadar dönem dönem toplumumuzun önünü açmış, çeşitli mücadelelerin odağı olmuş bir dernek. Azınlığımızı uluslararası forumlarda temsil etmiş, Batı Trakya Türk Azınlığının sorunlarını birleşmiş milletlere kadar taşımış bir dernek. Yunanistan devletinin Türk kelimesini yasaklamasından sonra, Türk kimliğimizi inkar etme politikasını izlemeye başladıktan sonra resmi olarak tanıdığı tek dernek.
Toplumun önemli bir kısmının hep beklenti içine girdiği bir dernek... Ancak bu derneğimize yeterince değer vermiyoruz. Yeterince biz yüksek tahsilliler sahip çıkmıyoruz. Bu derneğimizin içinde de yeterince iyi bir kalite aramıyoruz.
Örnek mi, "İskeçe'de bir şube açalım. Şube olsun yeter! İçi boş olsun! İçinde hiçbir şey olmasın önemli değil! Bir İskeçe şubesi açtık diyelim! Yeter!”
Yapabileceğimiz bir çok çalışma varken bir çoğunu yapmıyoruz. Kınama derneği statüsüne indirgedik derneğimizi... Üzücüdür ama öyle...
Cumartesi İskeçe de Derneğimizin gecesi oldu. Güzel bir gece oldu. Rüstem Avcı, Perihan Sözen, konuk sanatçılardı. Gönüllü olarak buralara gelerek gecemize renk kattılar.
Danışma Kurulu üyeleri, millet vekillerimiz, Dernek ve Birlik başkanlarımız... Başta Sn Başkonsolos Munis Dirik ve Konsolos Behiç Hatipoğlu, olmak üzere konsolosluk erkanı, hatta İskeçe Valisi Pavlidis de misafir oldu.
Daha nice güzel gecelerin olmasına ihtiyaç var. Hatta üniversite mezunları olarak böyle sık sık bir araya gelebilsek, sohbet edebilsek keşke... Güzel olur, iyi olurdu... Kimbilir belki bir dizi konularda fikir üretme süreci bile gelişirdi. Düzenli olarak ayda bir toplanmaya başlasak... Ne de güzel olurdu...
Ancak bu gecenin organizasyonunda bir dizi sıkıntı da gözden kaçmadı.
Örneğin yer çok dar geldi.. Normalde güzel bir yer olan Köşk daha az kalabalığın katıldığı organizasyonlar için bir mekan... Bize daha geniş bir yer gerekliydi. İki bölümden oluşan salonun 200 kişilik bölümü asıl mekan sahne arkası diyebileceğimiz 100 kişilik bir de arka mekanı var.
Derneğe eskiden başkanlık yapmış bir çok insan ayrı gayrı yerlere oturtulmuştu. Hatta derneğimizin eski başkanlarından, 6 ay öncesine kadar milletvekilimiz olan Mustafa Mustafa'nın, sahne arkasına ikinci mekanda kapıya yakın bir yere oturtulması yakışıksızdı.. Derneğe zaman zaman fazlasıyla emeği geçmiş, aktiviteler organize etmiş insanlara yabancı gibiymiş gibi davranılması da tatsızdı.
Yemek fena değildi ama daha iyi olabilirdi. Servis biraz acemice kaldı zaman zaman. Daha ucuz olsun, herkes gelebilsin kaygısıyla bu mekan düşünülmüş. Ancak geceye katılan üyelerin büyük bir kısmının ciddi bir para sıkıntısı içinde olduğu da iddia edilemez. Yılda bir iki defa yapılan bu tür gecelerde kalite biraz daha yüksek olsa, karşılığında parası da biraz daha yüksek olsa kimsenin pek bir itiraz olacağını zannetmiyorum.
İyi niyetli bu eleştirilerimi yazamadan edemedim. Yüksek Tahsilliler olarak hepimiz Türkiye'nin kosmopolit şehirlerinden birinde en az 4-5 yılımızı yaşamış, kent kültürü ile tanışmış, ve de memlekette faklı bir seviye getirmiş insanlarız. Aramızda, doktorlar, avkatlar, mühendisler, ekonomistler, gazeteciler, eğitimciler var...
Bu tür organizasyonlarda detayları düşünerek daha iyi, daha dikkatli, daha güzel, daha kaliteli organizasyonlar yapmalıyız. İstesek de istemesek de toplumun örnek aldığı insanlar ve toplumun örnek aldığı bir kurumuz... Kalite arayışını başlatmak bizden başlamak zorunda...
Yoksa aramızda kaliteli adam yok mu?