Fuar Organizatörü, Gezgin, Şiir, Yazı,
İskeçe, Boğaziçi, Antalya, İstanbul!
Önceki Ymaj
Sonraki Ymaj

SİTEDE ARA

 

 

 

 Agoras Fuarcylyk

 Agoras Fuarcylyk

 

SOSYAL MEDYA

Facebook'tan Takip EdinFollow us on TwitterBizi Linkedin'de takip edinBu siteyi favorilerinize ekleyin

Yerel Seçimler Ve Siyaset Seviyesi

11 Ekim 1998 Pazar

Bildiğiniz gibi 11 Ekim 1998 Pazar günü birinci ve İkinci Dereceli yerel yönetimlerin seçimleri yapılmaktadır. Yerel Yönetimlerin, bölgelerin yönetimine daha büyük katkıda bulunabilmek merkezi devletten bir dizi yetkileri alıp birinci derece ve ikinci derece yönetimlere aktarmak için 4 yıl önce ilk kez valilelirimizi bu yıl da ilk defa yeni oluşturulan belediyelerdeki Belediye Başkanlarını seçiyoruz.

Tabi büyük bir ihtimalle birinci aşamda çözümü belli olmayan belediyeler olmuş olacak ve bir ihtimal önümüzdeki hafta da sandık başına gideceğiz.

Yazımın içeriğinde sizlere adaylardan bahsetmeyeceğim. Yeterince dinlediniz. Yeterince reklam ve tanıtım gazetelerini izlediniz. Ancak size kiminizin aday olduğu, kimizin şiddetle birilerini desteklediği kiminizin sadece seçmen olduğu bu seçimlere daha farklı bir bakış açısıyla bakmaya devet ediyorum.

Seçimlerin temelindeki amaç seçimin söz konusu olduğu makama nahiye müdürlerini, Belediye Başkanlarını, merkez şehirlerimizde ise Valilik ve de Belediye listelerinde yer alacak olan belediye meclis üyelerini, vilayet meclis üyelerini seçmek ti.
Ancak biz seçmenler olarak nasıl oy veriyoruz? Ya da Politika yapma seviyemiz şeklimiz ne dir? Ya da bir başka bakışla nasıl siyasi bir karar veriyoruz? Hangi değer yargıları ile seçiyoruz? Siyasi ideolojilerin bizim seçim mekanizmalarındaki rolu ne?

Malesef ki bu sorulara Batı Trakya için verilecek net ve kesin cevaplarım henüz yok. Çünkü herşeyden önce toplum değiştiği gibi bir dizi alışkanlıklarımız da değişiyor. Ayrıca tüm belediye ve nahiyeleri gezip bir fikir oluşturabilme şansım da olmadı doğrusu.

Bir de tabi ki bu konularda genellemeler yapıp sonuçlar çıkarmak için SEÇMEN TERCİHLERİ, SEÇİM ALIŞKANLIKLARI, ya da SEÇİM KRİTERLERİ TERCİHLERİ gibi alanlarda Siyaset doktorası programları var. Anlıyacağınız Siyasi bilimler ve uluslararası ilişkiler okumuş insanlar bu alanda siyaset doktorası programını takip edip 4 yıl boyunca araştırma yaptıktan sonra bu alanda bir şeyler söyleyebiliyorlar.

Bildiğim kadarıyla bu alanda Batı Trakya da çalışmış en azında master Tezi yapmış bir Batı Trakyalı arkadaşımız yok.
Mayıs ayında Marmara Üniversitesi araştırma görevlilerinde bir genç bilim adamı telefon edip bu konudaki fikirlerimi istedi. Doğrusu bu alanda hiç fikir yormadığım için pek bir şey söyleyemedim. Ama Siyaset bilimi okuyan arkadaşlarımız kulağına küpe olsun. Bu alan Batı Trakya'da boş. Çalışmaya başlamış bir arkadaşımız bir Batı Trakyalı genç varsa da sonuçlarını yayınlamasını öneririz. Son derece faydalı olacağı kanısındayım.

Fakat tüm olumsuzluklara rağmen ayrıca benim de tüm yetersizliğime rağmen yine de bir kaç kızanca değersiz ve kale alınamaycak değersiz fikrimi yazayım.

Her şeyden önce bir çok belediyemizde ve bir çok vilayet ya da belediye listelerine aday olan insanlar açıkça siyasi bir görüşü olmadığını ve listeye söz konusu makamda bulunabilmek için ya da mecazi anlamda balkona çıkabilmek için aday olduklarını belirtiyorlar. Dolayısıyla bazı adaylar toplum içindeki kişiliklerini, bu güne kadar topladıkları olumlu izlenime ve söz söyleme hakkına güvenerek siyaset sahnesine çıkıyorlar. Az da olsa belli başlı adaylar aday oldukları siyasi partinin ideolojisine sempati duydukları, yakın oldukları, ya da tamamen katıldıkları için aday olduklarını belirtiyorlar. Dolayısı ile bir dizi insanlar da açıkça siyasi görüşleri olduğunu ve siyasi görüşe sahip olmanın azınlık toplumumuz için bir sorun olmayacağını belirtiyorlar.
Durum böyleyken siyasi tercihi, ideolojisi olmayan kişiler nasıl siyaset yapıyorlar. Diğer adaylardan kendilerini nasıl farklılaştırıyorlar.

İşte bu nokta da da gözlemim siyasetin toplumsal değer yargıları arasında yapıldığıdır. Dolayısıyla bazı adaylar kendilerini tanıtırken aday oldukları makamda daha önce de seçilmiş olduklarından dolayısı ile de bir birikime ve tercrübeye sahip olduklarını ön plana çıkarıyorlar. Bazı adaylar ise azınlık içindeki çeşitli kurumlarımızın makamlarına seçildiklerinden, toplumumuzu bu makamlar sayesinde temsil ettiklerinden dolayı bir azınlık siyasi tecrübesine sahip olduklarını ön plana çıkarıyorlar. Bazı adaylar genç olmalarını, üniversite mezununu olmalarını, Avrupa dillerinden bir kaçını bilmelerini vurguluyorlar. Bir kısmı Yunanistan develet içindeki siyasi mekanizmaların çalışmalarını çok iyi bildiklerini ön plana çıkarıyorlar. Bir kısmı da artık zengin olduklarını dolayısı ile bu makamlara maaşı için aday olmadıklarını iddia ediyorlar. Bir kısmı da oluşturdukları listenin kalitesine ve meclis üyelerinin de birikimine güveniyorlar. Bir kısmı ise mesleki alandaki başarılarını, uzman çalışmalarını göstererek puan topluyorlar.

Aslında bu tür değer yargıların çoğaltabiliriz.

Hepsinin bir olumlu tarafı mutlaka vardır. Ancak hepsinin de "gerçekten mi?" diye sorgulanabileceği noktalar da var. Ancak niyetim adayların kişiliklerine inmak hiç değil. Eleştirmek se hiç değil.

Tabi bunların yanısıra da bu değer yargıları yarışırken malesef kendilerini çok ta fazla farklılaştıramayan ve kendilerini diğer rakiplerinden farklılaştırmanın yolu olarak çamur atmayı tercih edenler de var. Bu kesim adayları ve bu çamur üretim ve tüketim anonim şirketlerini de şiddetle kınıyorum. Çünkü kendi adlarına pay çıkarma amacıyla başladıklar yarışta toplumumuzun politika anlayışı ile çamur atma anlayışını birleştiriyorlar. Faka malesef bu kesim de var.

Bunun yanısıra kendi mahallelerinde köylerinde özellikle geniş bir sülaleden ya da sıkı bir feodal yapı içinden gelen 30-40 ya da 70-80 oy potansiyeline sahip oy pazarlamacıları de zaman zaman meydanda dolaşıp elle tutulur bir çıkar karşılığı bu oyları blok halinde yönlendirmeyi arzu ettiklerini belirtiyorlar.

Bu siyaset sisteminin bir de kaçınılmaz parçası da fısıltı gazeteleri, ve fısıltı mekanizmalarıdır. Herkesin aklındaki, gönlündeki adaya destek bulabilmek için çıkarı lehinde olumlu haberleri hiç ispatlamadan inandığı, diğer taraftan da aleyhine olanlara kesinlikle prim vermediği fısıltı haber yayan anonim şirketler.

Fakat ben memnunum ne de olsa. Hayatımda ilk defa bir seçimi burada yaşama fırsatım oldu. İlk defa ilginç izlenimler edinme fırsatım oldu.

© 2011 Mehmet Dükkancy. Tüm haklary saklydyr. | Yasal Uyary | Yleti?im