3 Mayıs 2001
Türk-Yunan İlişkilerindeki bahar havası doğaldır ki bizi de bir bahar psikolojisine soktu. Biz de artık Batı Trakya'da Türk Azınlığı mensupları hoş güzel gelişmeler beklemeye başladık. Bir dizi alanda çeşitli çalışmalar olduğunu duyuyorum. Bunları görmek son derece hoş... Ancak bir de bir dizi sıkıcı olay var ki... Canımızı sıkıyor, bizi üzüyor hala...
İki ülke arasında savaş rüzgarları yok artık. Allah korusun! Hiçbir zaman da olmasın! Ancak Batı Trakya'da aleyhimize bir kültür savaşı var. Kültürümüzü eritme çabası var. Kültürümüzü sınırlar içine alıp, sadece mahallelerimize, sadece, kahvehanelerimize saklama çabası var. Batı Trakya'da Türk olmadığını, sadece Yunanlı Müslümanlar olduğunu, Yunan siyasetçileri Atina'da çeşitli kürsülerde iddia etmeye devam ediyorlar. Ancak bu saçma iddiaları doğrultusunda burada da, Batı Trakya'da devam ettirmeleri son derece üzücü, rencide edici...
Patrik Vartholomeos İskeçe Valiliğindeki konuşmasında, iki din arasında, iki kültür arasında karşılıklı saygının, hoş görünün ve anlayışın olması gerektiğinden bahsetti. Bir din adamına yakışır bir ağır başlılıkla olaya değinen Patrik adeta bir medeniyet dersi veriyordu. Herkes kendi benliğini koruyarak, karşılıklı olarak da herkes birbirine saygı duyarak sosyal barışın sağlandığını belirtiyordu.
Ancak durum İskeçe belediyesinde hiç de öyle değil.
İskeçe belediyesinin her yıl düzenlediği bir dizi faaliyet var. Paskalya'dan 40 gün önce düzenlenen İskeçe Karnavalları İskeçe'yi rengarenk bir eğlence şehrine büründürüyor. Eski Şehir Festivali ise yaz sonu yine İskeçe'ye açık hava bir tatil köyüne çeviriyor adeta. Her Mayıs'ta ise bir de Gençlik Festivali düzenleniyor
Bu etkinliklerin hepsinde de çeşitli konserler, çeşitli tiyatro etkinlikleri, çeşitli gösteriler düzenleniyor. Ancak hiçbir etkinlikte İskeçe'de Türk halkının varlığından bahsedilmiyor. Öyle ki adeta Türklerden bahsetmek ayıp sayılıyor. Türk insanından bahsetmek adeta bir taboo. Gizli kalması gereken bir aile içi mesele gibi
Hiçbir Türk gençlik müzik grubu sahne almadı bugüne kadar. Grup Değişimin iki yıl önceki Gayfilias ve Dalaras'la ortak konseri hariç. Hiçbir Türkçe tiyatro topluluğu gösterisini sunmadı bu şenliklerden herhangi birinde...
İskeçe belediyesi adeta sadece Yunanlı Hristiyanların belediyesi gibi davranıyor. Yunanlı Müslüman'lar diye tanımlamayı yeğledikleri biz Türk Azınlık İnsanlarını hiçbir etkinliğine katmıyor.
İskeçe Belediyesi adeta Türk varlığından utanıyor... Hatta düşünürsek Türk kültürünü aşağılıyor bir bakıma. 40 gün süren Gençlik Festivali' 2001'in programına bakınca bir tek Türkçe etkinlik göremiyorum. Oysa bu şehrin insanının 3'te biri Türk. 40'günlük etkinlik programında en az 12 gün Türk azınlık insanının etkinliği olması gerekmez miydi ? Türk insanının kültürünü adeta yok saymak, bölgedeki Türk İnsan'ını adeta yok saymak değil mi? Yoksa bölge'deki Türk insanını kültürsüz mü sayıyorlar ? Yoksa ırkçı bir yaklaşımla bu etkinlikler sadece Yunan Hristiyanların etkinliği mi sayılıyor. On birinci defa düzenlenen bu etkinliklerde Türk Kültürünün yokluğu yoksa bir Türk korkusu mu?
Oysa bu gün bile İskeçe'de hayatta olan Türk müzisyenler, şairler, ressamlar var... İskeçe Türk halkının az da olsa, kısıtlı da olsa bir kültürel üretimi var.
Saygıdeğer Patrik Vartholomeos' karşılıklı saygıdan bahsediyor.
İskeçe belediyesi ise, rencide edici mermerli politikalardan sonra, kültürel etkinliklerinde de İskeçe Türk halkını, İskeçe'deki Türk kültürünü gözardı ediyor...