Okumuşsunuzdur. İlkokul öğrencileri arasında yapılan bu yarışmalarda derece alan öğrenciler çok güzel bir şekilde Batı Trakya'da yaşanan eğitim sorunlarımızdan "Okul ve Kitap" sorununu kendi balış açıları ile çok da güzel anlatıyorlar. Derece alan bütün öğrencileri tebrik ederim. Ayrıca da bu organizasyonu ikinciye düzenleyen gazetemizi, ve jüri üyelerini de tebrik ederim.
Fakat tebrikleri kısa tutup bir dizi kınama duyurusunda bulunmak istiyorum. Gazetemizi de, Derneklerimizi de, bu güne kadar böyle bir yarışmayı organize eden kurumlarımızı da bir konuda kınıyorum.
Ne güzel ilkokul öğrencileri için kompozisyon yarışmaları düzenleniyor da neden üniversite öğrencileri arasında bir makale, ya da deneme yarışması düzenlenmiyor. Neden ? Batı Trakaya'da sadece ilkokul mezunları mı var. Batı Trakya'da sadece ilkokul öğrencileri mi yazabiliyor. Ortaokul ve lise öğrencileri, üniversite öğrencileri yazamıyor mu? Yazmaktan aciz mi? Yoksa iki kelimeyi bir araya getiremeycek kadar aciz bir üniversiteliler topluluğu mu var?
İlkokul öğrencilerinin fikirleri kale alınıyor da üniversite öğrencilerinin fikirlerine ihtiyaç duyulmuyor mu? Üniversite öğrencileri düşünemiyor mu? Üniversite öğrencilerinin gelecekle ilgili fikirleri önemsiz mi? Yoksa üniversite öğrencileri kafaları basmayan kızanlar mı? Eğer biz üniversiteliler kızansak o zaman ilkokul öğrencileri hangi kerte de?
Yoksa" üniversite öğrtencileri tehlikeli şeyler yazarlar toplumumuzu zehirli düşüncelerle doldururlar" korkusu mu var? Yoksa "üniversite öğrencileri öyle yeni şeyler yazarlar ki biz bu yeni düşünceleri değerlendiremeyiz" korkusu mu var? Yoksa "üniversite öğrencileri o kadar ileri görüşlerle yazarlar ki bu toplum buna hazır değildir" düşüncesi mi var ortalıkta? Eğer böyle korkular ve düşünceler varsa o zaman bizi neden üniversitelerde okutuyorsunuz? Mahallae komşularını ziyarete gittiğinizde "Benim kızanım üniversitelerde okuyor " diye böbürlenmek için mi?
Neden?
Tabi böyle soruları çoğaltabiliriz ? Tersinden girdim muhabbete! ilginizi bir az daha fazla eçekebilmek için. Çünkü aslında konu çok ciddi. Çünkü üniversite öğrencileri her toplumda düşünenen, geleceğine hazırlanan, biraz uçarı biraz ilerici, haksızlığa göğüs geren bir kesimdir. Biraz da gençliğin ve de delikanlılığın verdiği hava ile de "bütün dağları ben yarattım" havasındadır. Hatırlayın bir POLİTEHNOIO olaylarını 1974'te. 80 öncesi Türkiye'yi. 68 Fransa' sını. Ünlü 68 küşağı'nı
Fakat herhalde üniversite öğrencilerinden o kadar korkuyor ki, bizim toplum üniversite öğrencilerinin fikirlerini sormaya cesaret edemiyor! Acaba?
Yada Üniversite öğrencileri de o kadar umutsuz ki bizim toplumdan hiç düşünmüyorlar toplumdaki sorunlarımızı! Acaba ?
Ya da toplumda üniversiteliler de toplumsal konuları düşünmek istemiyor. Herkes de bir köşe dönme hevesi! Acaba ?
Velhasıl bu güne kadar Üniversite öğrencilerinin fikirlerini kimse sormadı. Bir avuç genç, Genç Akademisyenler Topluluğu'nu kurarken herkes hayretle baktı. "Ne işiniz var da bu konularla ilgileniyorsunuz?" dedi. Sonra da bir iki ufak başarılı etkinlik sonucunda herkes bazı şeyleri sadece Genç Akademisyenler Topluluğu'ndan bekledi
Üniversitelilere toplum olarak ne verdiniz ki, üniversitelilerden büyük bir beklentiniz var?
Diyeceğim o ki Yazımı baştan bir okuyun Sorularıma kendi kendinize cevaplar verin Sonra da gelin bir ÜNİVERSİTELİLER ARASI MAKALE YARIŞMASI düzenleyin. Konusu ne olursa olsun Maksat üniversitelileri toplumsal sorunlarımızı düşünmeye ve yazıya dökmeye teşvik etmek olsun. Kimbilir böylece de belki yeni kalemler elde etmiş olur azınlığımızın minnacık "medyası". Belki de aslında düşünüp de düşünelerini yazamayan, yazmak için bahaneler bekleyen gençlere fırsatlar verilmiş olur.
Kimbilir belki de yıllardır kangrene dönüşmüş azınlık sorunlarımızdan bazılarına ilginç çözüm önerileri bile çıkabilir
Neden olmasın?
Bu yöntem gayet başarılı bir yöntemdir. 1994 yılında yanılmıyorsam Sosyal Demokrat Üniversiteliler Platformu 2000'li yıllarda Sosyal Demokrasi diye bir yarışma düzenlemişti. Yarışmanın birincisi olan genç te ödül töreni esnasında sahnede o zaman SHP'nın Genel Başkanı Murat Karayalçın ile DSP'nin Genel Başkanı Bülent Ecevit'in ellerini havaya kaldırma becerisinde bulunmuştu. Devamında da bütün basının ilgisini çekmişti Bu sembolik berberliği bile sahnede ilk defa o becerebilişti
Aynı yöntemi Batı'da siyasi partiler, Sivil Toplum Kuruluşları yapmaktadır. Böylece de ilgili oldukları sorunların çözümüne yönelik fikirler bulmaktadırlar.
Neden biz Batı Trakya Türkleri de kendi sorunlarımız için benzeri bir yarışma yapmayalım ?
Tabi sorun ödül ve Organizasyona gelince, derneklerimize bakmak gerekiyor. Şöyle güzel bir ödül olsa. Bir Avrupa Parlamentosu gezisi gibi. Bir yıllık eğitim bursu gibi. Ya da en azından 1000 Dolarlık bir ödül gibi
Nasıl katılım olur ama! Nasıl Yarışma olur ama!
Genç Akademisyenler Topluluğu'çıların, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği'nin Milletvekillerimizin, Siyasetçilerimizin, ve diğer derneklerimzin dikkatine, saygılarımla