Fuar Organizatörü, Gezgin, Şiir, Yazı,
İskeçe, Boğaziçi, Antalya, İstanbul!
Önceki Ymaj
Sonraki Ymaj

SİTEDE ARA

 

 

 

 Agoras Fuarcylyk

 Agoras Fuarcylyk

 

SOSYAL MEDYA

Facebook'tan Takip EdinFollow us on TwitterBizi Linkedin'de takip edinBu siteyi favorilerinize ekleyin

Yasak Bölgeye Yasaksız Vitrin

10 Kasım 2000

Geçen hafta sonu Milli Savunma Bakanımız, Çohacopoulos, Bakan Yardımcısı, Genel Kurmay Başkanı ve de 4. Kolordu komutanı ile birlikte İskeçe'yi (Ksanthi) ziyaret ettiler. Ziyaret programının önemli bir kısmını da İskeçe (Ksanthi) ilindeki Balkan köylerimizi ziyareti vardı.

Konu ile ilgili haberi gazetemizin sayfalarında bulabilirsiniz.

İşin ilginç tarafı Bakan Çohacopulos'u Hürriyet Gazetesi, ve CNN Türk muhabiri Nur Batur da izliyordu. İşin ilginç tarafı diyorum çünkü ilk kez bir Türk Gazetecisi bir bakanın hem de yasak bölgeye girişler için izin alınması gerek Genel Kurmay Başkanlığının bağlı olduğu Milli Savunma Bakanın misafiri olarak resmen yasak bölgeye davet ediliyordu. Nur batur'la çok kısa konuşmamızda bizlere ısrarla davet edildiğini anlattı durdu.

7 Ekim Salı günü Atina Yunan Basını Nur Batur sayesinde bölge halkının bakanı daha da bir coşkuyla karşıladığını iddia etti. 8 Kasım Çarşamba günkü Hürriyet Gazetesinde ise baş sayfadan manşetten "64 YIL SONRA YASAK BÖLGEDE!” yazısını okumak beni şaşırttı.

Şaşırttı çünkü Yasak Bölge'nin bu kadar kolay kaldırılacağını pek inanamıyor insan. Çünkü bu ikinci dünya savaşı yıllarından, kominizm korkusundan başlayan yasak bölge sonraki yıllarda bizim azınlık insanımız üstüne bir baskı unsuru olmaya başladı. Bizim insanımzın, Pomak Türklerinin yaşadığı bu bölgede sadece Yasak Bölgenin olması son derece dikkat çekiciydi.

Anılar taze daha. Beş yıl önce özel kimliklerle girip çıkıyorduk. Yasak bölge içinde oturanların özel kimlik belgesi vardı. Açık hava hapishanesi benzetmesi pek te yanlış değildi. Bir Avrupa Birliği üye ülkesi devletimiz Yunanistan, biz azınlık kurumlarının bağırması, uluslar arası İnsan Hakları ve Azınlık hakları kurumlarının konuyu gündeme getirmesi sonucunda Arsenis'in 1995 ziyaretinde yasak bölgenin kaldırılacağını ilan etmişti.

İşin gerçeğinde yasak bölge ile ilgili kanun kalkmadı. Sadece Yunan Vatandaşları artık serbest dolaşabiliyordu. Ancak Pomak Türklerinin yaşadığı bu bölgeye ne zaman bir Türk gazetecisi, yada basın ekibi gelse, bir diplomat gelse, bir araştırmacı gelse yasak bölge bahane edilip bölgeye girişleri yasaklanıyordu.

Son iki yıl konu ile ilgili birkaç olay var zaten. Ancak arada bir Yunan Devleti Yabancı gazetecilerin girmesine de izin verip yasak bölge yok diyordu.

Bildiklerim arasında 1998'de Hürriyet Muhabiri Karakaş yasak bölge içinden apar topar indirilip İskeçe'de emniyete götürülmüştü. Araştırmacı yazar Ackerman'ın girişi engellenmişti. Son olarak da bu yaz Temmuz ortalarında TGRT program yapımcıları Beyza Güdücü ve ekibi yasak bölge girişinde gözaltına alınmış ve bölgeye girişleri yasaklanmıştı. Özellikle TGRT ekibinin macerası ilk önce Helsinki Yunanistan Gözlemciliği & Azınlık Hakları Yunanistan Grubu tarafından Uluslararası İfade Özgürlüğu Forumu'na bir basın bülteni ile duyuruldu. Devamında Norveç İfade Özgürlüğü Forumu Yunan Dışişleri bakanlığına bir şikayet mektubu yazdı. Bunun devamında geçe ay yapılan AGİT İnsani Boyut Değerlendirme Toplantısında yasak bölge, TGRT ekibinin macerası ile bir daha gündeme geldi. AGİT toplantısı için hazırlanan Özel Yunanistan Raporunda da, Helsinki Yunanistan Gözlemciliği & Azınlık Hakları Yunanistan Grubu'nun sunduğu hareket özgürlüğü bildirisinde de, Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu bildirisinde de yer aldı.

Uluslar arası bu baskı mekanizmalarının çalışması devamında Çohacopulos'un bölgeye Nur Batur'u davet edip, "Yabancı Gazeteciler için yasak bölge geçersiz!” demesi bu baskının bir ürünü olsa gerek.

Geziyi takip ettiğim süre boyunca bakan ne bir basın toplantısında ne de özel bir gazeteciye açıklamasında yasak bölgeyi kaldıracağından bahsetmedi. Sadece Nur Batur'un "Yabancı uyruklulara uygulanan yasak bölgeyi kaldırmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna "For foreigners? For foreigners? For Journalists it does not exist! Türkçesi: Yabancılar için mi ? Yabancılar için? Özellikle gazeteciler için (Yasak Bölge) geçersiz!” dedi.

Atina basınıysa bu iki cümleden yasak bölge iptal edilmesi doğrultusunda çalışmalar yapıldığına dair haberler yazdı... Oysa yasak bölge henüz kaldırılmadı. Kanun henüz geçerli. "Yapılacak, edilecek, olacak!” Batı Trakya Türk Azınlığı bu lafları çoook duydu!

Ondandır şüpheci yaklaşımım! Henüz bu konuda bir çalışma yapılmadığına inanmamam.

Burada benim için önemli olan hangi gazetecinin bölgeye gireceği değil! Batı Trakya Türk Azınlık mensuplarının, Pomak Türklerinin yaşadığı bu gölgede Yunanistan'ın bir insanlık ayıbı, geçmişteki ayrımcı bir politikanın bir kalıntısını ortadan kaldırmak. Hür demokratik, bir AB ülkesinde yasalar önünde eşitliği kanunuyla uygulanmasını sağlamak.

Ben kendi vatanımda, geçmişin bir ayıbının gölgesi altında ezilerek yaşamak yerine, milli ve dini kimliğime ayırım yapılmadığı, saygı gösterildiği bir bu günde yaşamak istiyorum. Ama sadece vitrinde değil! İşin özünde de!

© 2011 Mehmet Dükkancy. Tüm haklary saklydyr. | Yasal Uyary | Yleti?im