Fuar Organizatörü, Gezgin, Şiir, Yazı,
İskeçe, Boğaziçi, Antalya, İstanbul!
Önceki Ymaj
Sonraki Ymaj

SİTEDE ARA

 

 

 

 Agoras Fuarcylyk

 Agoras Fuarcylyk

 

SOSYAL MEDYA

Facebook'tan Takip EdinFollow us on TwitterBizi Linkedin'de takip edinBu siteyi favorilerinize ekleyin

O Şimdi Asker

13 Kasım 1999

"O Şimdi Asker!" Aynen öyle sayın okuyucular. Sizler bu satırları okurken ben bir kaç günlük asker olmuş olacağım. Askerlik görevini yerine getirmek için bağlı olduğum acemi piyade birliğine teslim olmuş, ilk bir kaç günümü geçirmiş olacağım.
Nerdeyse 14 aylık bir beraberliğimize bir 18 aylık virgül koyuyorum şimdilik. Bundan dolayı gazetedeki alışageldiğiniz köşede artık bundan sonraki 18 ay boyunca yazılarımı göremeyeceksiniz. Bu fırsattan istifade bu yazımı veda yazısı olarak değil de araya bir parantez açma yazısı olarak görmenizi arzu ediyorum…

Fakat bu son yazımda da, zaman zaman yaptığım gibi kısa bir özeleştiri ve belki de bir değerlendirme yapmak istiyorum…
Gazetemizde Genç Bakış köşesinde yazmaya başladığımda beni ismen bilmeyen, sima olarak tanıyan bazı arkadaşlar laf arasında "kim bu kızan?" demişlerdi. Aynen öyle ben henüz bir kızanım. Doğruya doğru… Yıllarca üniversite öğrencisiydim. Bu güne kadar bir çok konuda hep dışarıdan gazel okuyup, bol bol eleştirip, bu işler daha güzel olabilirdi, ya da yapanlar hiç te iyi yapmıyor diyen, "kızan takımından" idim. Ilk yazılarımda da bu kızanca çıkışlarımı görebilirsiniz… Zaman zaman bu kızanca sivri yazılarımdan rahatsız olanlar da oldu doğrusu. Rahatsız olan okuyuculardan, ya da eleştirildiğini düşünenlerden bazıları zaman zaman karşılaştıkça tepkilerini gösterme medeni cesaretinde bulundular… Bir kısım okuyucu ile de zaman zaman yüz yüze gelip tartıştığımız da oldu. Son derece faydalı da olduğunu itiraf edeyim.

Ancak zaman zaman bazı eleştirildiğini düşündükleri, ya da alınan bazı okuyucular da bu medeni cesareti göstermeyerek memleketimizde alışılagelen çamur atma eytlemine giriştikleri de oldu. Hatta zaman zaman da adıma çıkarılan dedikodular kulağıma kadar da geldi, ya da gönderildi… Ne de olsa memleketimizin düşünme konuşma, ve politika yapma geleneğinin en güçlü araçlarından biri de çamur atma mekanizmalarıdır. Ancak sağolsun bizim patron Sn Hülya Emin bu mekanizmalardan etkilenmeme tatkitkleri ve tekiniklerini başarılı bir usta çırak ilişkisi içinde anlatınca bir kısım çamur etkinliğinden zararsız çıkabildim…

Herşey bir tarafa da düşünüyorsak, yazıyorsak, eleştiriyorsak inanın ki her zaman iyi niyetle ve de bir dizi tıkanıklıklara "kızan kafamızla, fikrimizle" yeni bir bakış açısı getirmeye çalıştığımızdandır. Öyle ya eskiden beri biraz idealist bir düşünce yapısıyla, azınlığımızın kurumları içinde yoğrulduktan sonra üniversiteyi bittrip te gelen gençlerden ne beklenebilir… Ki bu konuda tek de değilim. Genç Akademisyenler Topluluğu GAT ekolu dediğimiz gençler de var. Bunun yanısıra da İngilitere'de Almanya'da Türkiye'de olan genç, gezgin, düşünen, eleştiren, konuşan, düzenleyen, yazan, okuyan gençler de var. İşte ben de bu kuşağın bir üyesi'yim. Bu kuşağın bir temsilcisi'yim. Belki biraz şanslı biraz da şanssız…

Öyle ya güzelim Türkçe'nin yanısıra yıllardır çileli bir İskeçe Azınlık Lisesi eğitiminden sonra Yunanca, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi sonra da Boğaziçi Üniversitesi İşletme Eğitiminden sonra bir de İngilizce'miz oldu… Memelekette aktörleri ve sahneleri bir de bir kısım oyunları tanıma fırsatımız oldu… Bu açılardan son derece şanslı olduğumu düşünüyorum.
Diğer taraftan sa bizler, seminerler, paneller, toplantılar, Yürütme Kurulları, Sivil Toplum Kuruluşları'nda çalışmalarımıza devam ederken bizlerle bir köşede oturup dalga geçen yaşıtlarımız artık evlendi, çoluk çocuğa kavuştu. Çoğu iş sahibi, eş sahibi, çocuk sahibi… Biz se Koca Bekarlar Kulübü kurarak kurtuluş arama çabasındayız. Bu ara bir de idealist ayakları ile de ne fırsatlar kaçırdığımız da bir başka… İş teklifleri, eş teklifleri, (Çocuk teklifleri de dolaylı olarak!)

Bu ara sağolsun ailem özellikle de babam, araba almaktansa, evin 100 yıllık tamiratını yapmaktansa bol para harcayan bir garip oğlanın her türlü kaprislerine katlandılar. Onlara hakikaten çok teşekürler. Okuyamamalarına rağmen ufukları açık insanlar…

Fakat sonuç ortada… hayata henüz atılmadan, hani denize henüz yelken açmadan bir de askerlik var… Sıra burada! Önceki kuşaklardan birçok akrabamız, bir çok dostum, arkadaşımın yaptığından farklı davrandık, vatandaşlığımızı kaybetmemek, Yunanistanda yaşıyabilmek için askerliğe gidiyoruz…
Bu ara memleketten haberler hep aynı…

Çözülmeyen dini sorunlar, müftülük, vakıflar, din görevlilerininin örgütlenme yamukluğu, eğitim sorunları, okul binaları, ilkokul, ortaokul öğretmenleri, kitaplar, üniversite eğitimi, toplumumuza yeniden uyum sağlama, DİKAÇA, kurumlarımızın dağıtılması, yeni kurumların kurulmasının engellenmesi, Türk milli kimliğinin reddi, azınlığımızın bilimum parçalara ayrılarak ele alınması, kültür savaşları…

Bizim bilgisizliklerimiz, hala ayıp sayılan gelişmeler, toplumumuzun gençelere olan tutumundaki iki yüzlülük, köyden kasabaya, kasabadan kente, köyden kente göç, Alamancılar, vize sorunları, ikamet sorunları, vatandaşlıktan atılanlar, vatansızlar, parçalanan aileler, ihlal edilen insan hakları, insan haklarının ne olduğunu tam olarak anlamayıp insan hakları diye bağıranlar…

Büyük bankalarda buldukları iyi işlerle İstanbul'da kalanlar, daha iyi bir yaşam için yatırımını Bursa'da yapanlar, Almanya'ya umutlarla göç edenler…

YÖS sınavı, Yunanistanda üniversite sınavları ile girenler, akademisyenler, akademisyenleyemeyenler, akademik araştırmalar, avrupadan medet ummalar…

Off off off!!!

Biliyormusunuz askerde bir sitemim var… Arkamda bir aşk, bir sevda bırakmıyorum…

Fakat fırsatım olursa bol bol Yunan ve Dünya edebiyatı ve şiiri okumaya niyetim var…

Yaşınız ne olursa olsun sevme gücünüzü yitirmeyin!!!

© 2011 Mehmet Dükkancy. Tüm haklary saklydyr. | Yasal Uyary | Yleti?im