Seçim psikolojisinin hemen geçmediği, seçilenlerin kutladığı, seçilemeyenlerin üzüldüğü bu hafta içinde sizlere yine siyasetten bahsetmek istiyorum.
Bundan 8 yıl önce ilk defa Şafak Degisin'de şiirlerimi yeni yeni yayınlamaya başladığım bir sırada Şafak Dergisi'nde yazanlar arasında küçük bir buluşma, bir tanışma toplantısı yapmıştık. O toplantının bir özelliği de Batı Trakya basınında pek fazla yazmamış, hatta yeni yeni yazmış insanlar olarak bir araya gelmemiz di. O gün neden Şafak Degisi'nden önce başka bir dergide yazmadığımız sorduklarında bu gün için çok ilginç bir cevap vermiştik. "Şafak Dergisi siyasetten uzak bir dergi "
Dergi bir tarafa bu cümledeki siyaset kelimesinin anlamına biraz dikkatinizi çekmek istiyorum. Siyaset deyince ne anlıyoruz? Aklımıza ne tür düşünceler geliyor? Ne tür düşünceler ve duygulara kaptırıyoruz kendimizi?
Siyaset bilimi dersi almış tüm üniversiteliler bilir. Ya da siyaset bilimi ile ilgili kitaplar okuyanlar bilir. Bu soruya cevaplar aranır ilk derslerde. Hatta kitapların ilk konuları arasında hep bu soruya cevaplar aranır. Farklı memleketlerden ve farklı bölgelerden, geçmişte yaşadığı farklı tecrübelerden dolayı da tüm çğrenciler farklı cevaplar verir genellikle
Herkesin bir doğruluk payı vardır Ama yine de herkes bir soru içine itilir? Acaba siyaset dediğimiz bu mudur? Diye sorulur öğrencilere
Size siyaset bilimleri dersi verecek değilim Ancak yine de bu günlerin atmosferinde, benim gibi bir koca kızana fikir veren abilerimle konuşurken, adayları değerlendiren şehir meydanındaki seçmenlerle konuşurken edindiğim izlenimlerimi size anlatmak istiyorum Halk denen sade vatandaşlar ne düşünüyor? Gençler ne düşünüyor?
Malesef ki bu konuda parlak bir tablo çizemeyeceğim Güzel şeyler anlatamayacağım size.
Kimi seçmen siyaset kelimesinden seçimlerde sadece oy vermeyi anlıyor. Kimisi seçim öncesi adayların yaptığı konuşmaları, verdiği vaatleri ve söylediği yalanları siyaset olarak algılıyor. Kimisi biriken sorunlarımızı mecliste, belediye meclisinde, vilayet meclsinde anlatmak için seçilen insanların işi diyor siyaset. Kimisi politik partilerin çıkardığı açıklamalara siyaset diyor Bir başka abimiz de siyasi problemlerimizi avkatlara vermek diyor.
Kimisi siyaset büyüklerin işidir. Bilenlerin işidir. Bizim gibi işçi ve esnafın işi değildir diyor. Kimisi siyaset yapma lafından insanları kandırmayı anlıyor. Kimisi aile fertlerini yönlendirme kapasitesine güvenerek, ne kadar para o kadar siyaset diyor. Kimisi siayset yapmayı, halkın, pasaport vize, doğum kağıdı, evlilik cüzdanı, ehliyet, ruhsat, taşınmaz mal alım satımında aracılık yapan insanların yaptığı daha önemli işler diyor.
Halkımız, kahve köşesindeki, camideki, şehir meydanındaki halkın, esnafımızın büyük bir kısmı siyaseti böyle anlıyor
Bunu insanlar kendileri anlatıyor ben değil. Kızmayın sakın çünkü o halk denen ve siyaseti bu şekilde algılayan halkımızdır, adaylara oy veren. Bundan dolayı de seçimler esnasındaki halkımızın bu görüşlerini sizlere aktarmaya çalışıyorum.
Ya gençler ne düşünüyor? Ya az buçuk okul yüzü görmüş, üniversite bittirmiş ve de toplumuz içinde yaşayan genç nesil ne diyor?
O kesimin bir üyesi olarak itiraf edeyim ki nerdeyse her şehir meydanındaki kahvelerdeki randevusuz buluşmalarımızda bol bol tartışıyoruz. Bol bol birbirimizin kafasını ütülüyoruz. Bütün bu tartışmalar da isyan tartışmalarıdır aslında. Çünkü genç nesil yeni okullular bu anlayışın çok dışında.
Yıllardır çözülemeyen eğitim sorunlarımızın, kurumlarımızın çalışma sorunlarımızın, iş bulabilme, iş kurabilme memlekete yerleşip memlekette bir sade vatandaş olabilme sürecinde yaşadığımız bilimum sorunları çözmenin yolu siyasetten geçtiğinin farkındayız.
Farkında olmadan da sessizce bile olsa seçilmiş nerdeyse tüm siyasetçilerimizi eleştiriyoruz. Bu eleştiriler belki hiç bir zaman yazıya dökülmüyor, eyleme dönüşmüyor. Ancak bu tepki sürekli konuşuluyor.
Çünkü siyasetçi, toplumumuzun önder kadroları geçinen kesimin, abilerimizin siyaset üretmediğini düşünüyoruz.
Çünkü bir çok sorunumuzu çeşitli meclislerde, platformlarda takip etmesi gereken seçilmiş temsilcilerimizin bulundukları postlarda yetersiz kaldıklarını düşünüyor genç nesil. Politika üreten, politikayı, eğitim, kurumsallaşma, ekonomi, kültür gibi toplumsal sorunlarımıza çözüm bulmak için bir araç olarak gören siyasetçilerin olmadığını düşünüyor.
Çözüm olarak, çoğu zaman, genç nesil politikaya girmeyi düşünüyor. Ama bir çok genç te, gençlerin politikada pek desteklenmediğini düşünüyor. Bir kısmı da siyasetin var olan mekanizmalarında bir parça, bir alet olmak istemiyor. Bir kısmı da "hele diğer arkadaşlarımız da dönsün!" diyor. "Güçlenelim! Beraber düşünelim!" diyor. Problemlerimizle ilgili çözüm politikalarını mekanizmaların içine girmeden üretmeye başlayalım diyor.