Kısa bir aradan sonra yine karşınızdayız. Bu ara biraz zoraki bir ara oldu itiraf etmeliyim. Ancak kişisel analamda da iyi oldu. Bizim patron Hülya Emin bilimum sebeplerle bizi zoraki yazı iznine ayırınca bizde sevindik doğrusu.
Yeniden bir başlangıç sayarsak bu sayımızı, gazetenin 3.yayın yılına başladığını düşünecek olursak hakkaten bütün ekibi tebrik etmek gerek. İyi bir gazete yayın hayatına devam ediyor. Aslında son kartar yine de size ait.
Bu arada ben yine kendime ve kendi "uçuşlarıma" döneyim.
Genç Bakış artık yazılarımın kısa bir değerlendirmesini yapmak istiyorum. Geçen Ekim ayında ilk yazılarımı yazmaya başladığımda Ali Kuman'la aynı gazete'de olmanın sevincini yaşayacağımı düşünüyorum. Fakat beni bu yolda yaya bırakan Ali Kuman'a son derece kırgınım. Bi kerecik olsun aynı gazetede altalta üst üste yazmadık. Ki bazı okuyucu abilerim, benimle Ali Kuman arasındaki farkın farkına varsınalar. Genç Bakış Ali Kuman üretimi değildir. Ali Kuman'la Mehmet Dükkancı aynı kişi değildir.
Genç Bakış yazıları arasında farklı konular işlemeye çalıştım. Kimi yazılarımda biraz espritüel bir dille kimi zaman da uçarak kendi toplumumuzda görebildiğim eksikliklerden bahsetmeye ve sizlere yeni fikirler vermeye çalıştım.
Okuyucularımla karşılaştığımda, genellikle iki konunun hala güncelliğini koruduğunu hatta belki de bir kesimin süreklü gündeminde olduğunu gördüm. Yunanca bilmememiz, ve de Koca Bekarlar Kulübü. Aslında her iki konuda da topluca bir dizi aktiviteler düzenlenirse uzunu vadede bir dizi sonuçlar elde edebiliriz.
Fakat şu da bir gerçek ki her ikisinin de ortak paydası her ikisinin de bir eğitim sorunu olduğudur. Eğitinm Sorunlarımızın türevleri odluğudur. Bir daha hatırlatmamın sebebi ise kurumlarımızın bir daha dikkatini çekmek istediğimdendir.
Kurumlar demişken, kurumlaşma bağlamında Batı Trakya'da bir hareketlilik olduğunu görüyorum. Bu hareketliliğin de daha olmulu sonuçlara yol açmasını diliyorum. Kurumlaşmak, var olan kurumları geliştirmek, yeni sorunlara çözüm olabilecek yeni kurumlar oluşturabilmek bir toplumun gelişmişliğinin göstergesidir. Bu bağlamda da umutluyum.
Eğitim nedeniyle göö hala gündemimizde, eğitim sorunlarımız hala gündemimizde. Fakat işin kötü tarafı galibe yine pek bir etkinliğimiz olmadı bu yıl da. Eğitimle ilgili kurumlarımızın düzenlediği "Eğitim paneli" sorunlarımızın çözümü için bir başlangıç belki. Ama sadece bir başlangıç Devamını getirmemiz gerekli. Düşünerek, düşünce üreterek.
Teknoloji ile ilgili yazılarım olmuştu. Internet, CD ROM gibi konulardan bahsetmiştim. Bir yenisini de bu günlerde yaşıyorum. YÖS sonuçları yeni açıklandı. Posta sonuçları henüz insanların eline ulaşmadı.
Ancak buna rağmen sonuçlar fax gelmemesine rağmen yine öğrenildi. Internet'te bir Web Sayfası açan ÖSYM YÖS sınavının sonuçlarını hızlıca öğrenme fırsatı yarattı. Hatta şahsen 10 cıvarında öğrencinin notunu evden internete bağlanarak bakma imkanım oldu. Meraklısına adresi bir daha vermiş olayım
http://yos.osym.gov.tr
Üniversite demişken ; bütün bu yazıları koca bir dönem boyunca yazarken İstanbul'da son akademik yılımı geçirdim. Bu yıl uzun süren üniversite öğrenciliğimin de sonuncu yılıydı. Artık Boğaziçi Üniversitesi'ni arkamızda bıraktık. 3 Temmuz'da İşletme Lisans Diploması'nı alıp üniversitemi yeni gelenlere devrettim. Güzel yıllardı. Hakkaten güzel yıllardı. Son derece ilginç şeyler, objektif bir bakış açısı, ve de bir dünya kültürü geliştirebildiğim yuıllardı. Teknoloji ile dostça yaşamayı öğrendiğim yıllar.
Bütün yeni üniversitelilere de dileğim, uzun olsa da öğrencilik yılları, dolu oslun diyorum. Mezun olduğunuzda arkada bıraktığınız yıllarda enfes güzellikler bulmanızı diliyorum.
Bu ara kendi gundemime giren bir başka konu da Haziran ortasında üstlenmiş olduğum Helsinki Yunanistan Gözlemciliği Trakya Temsilciliği idi. Bir çok dostumu, arkadaşımı şaşırtacak bir hızla gelişen bir teklif ve olumlu cevap vermem soncunda böyle bir görevi kabul ettim. Anlaşılan da son derece dalgalı bir dönemde böyle bir görevi östlendim. Çeşitli olumlu, olmusuz tepkileri alıyorum. Tepkilerin açıkça söylenmesi taraftarıyım.
Fakat Ganç Bakış köşesinden bu sorumluluğumla ilgili konulardan pek bahsetmeye niyetim yok doğrusu. Genç Bakış aynı tarzda yine azınlığımızın sosyal, ekonomik, eğitim, kültür ve Gençlik ile ilgili konularda tutturduğu çizgiye devam edecek. Bu bağlamda değişen hiç bir şey yok.
Adımın altında Helsinki Gözlemcisi sıfatını koymadıkça kişisel görüşümü yazıyorum anlamındadır. Ola ki ismimin altında Helsinki İmzası görürseniz o zaman Kurumsal görüş belirtiyorumdur. Bir nevi birkaç şapkayı birden takmaya devam edeceğim. Bu bağlamda da tepkilerinizi Mehmet Dükkancı'ya mı Helsinki Temsilcisi'ne mi verdiğinizi belirtirseniz sevinirim.
Bunun dışında hala değişen hiç bir şey yok. Merak edenler için Hala Koca Bekarlar Kulübü aday üyesi'yim. Hayırlısıyla yakında ilk yemekte kulübün kuruluşunu ilan edeceğiz. Adı Farklı olsa da
Ne de olsa bu da bir kurumlaşma örneğidir.
Ha bu arada önümde Askerlik var. Kasım'da yazılarıma ara vereceğim. Devamında da 2000 yılına kadar arada bir belki yazılarımı gönderirim.
Kasıma kadar yazılarımı artık İstanbul'dan değil, İskeçe'den yazmaya devam edeceğim. Gündemde de o kadar çok farklı konular var ki
Hepinize iyi okumalar.