Geçenlerde bir arkadaşla konuşuyoduk ismi bende saklı. Kendi ricası üzerine de geçen haftadakine benzer bir ipucu da vermiyorum. Her şakanın altında bir gerçeklik payı vardır. Koca Bekarların evlilik le ilgili kaygılarına bir nebze girdim. Şimdilik ara vermek istiyorum. Sıkabilirim Oysa aslına söylenecek o kadar çok şey var ki. Bu fikirler ortaya atılınca herkes içini bir boşaltıyor.
Son bir ayda o kadar çok kız isteme, kız verme, sözlenme, nişanlanma, evlenme macerası ve kaygısı dinledim ki. Vay be dedim! Şaka bir tarafa da neler neler var bu hikayelerde Batı Trakyalının hayat macerası. Hikayeleştirip Batı Trakya Türk Edebiyatına katılabilecek çalışmalar.
Arkadaşımın sözünde ilginç başka bir boyut var. Batı Trakya insanının dağılımı var. Batı Trakya'lılar denince akla doğal olarak bu gün Yunanistan sınırları içinde azınlık statüsünde yaşayan biz Batı Trakyalılar geliyor. Kimine göre 90 bin kimine göre 150.000. Oysa bir de Almanya da Gurbette işçi olarak yaşayanlar var. İngilitere, Hollanda Belçika gibi ülkelere yerleşen daha küçük gruplar var. Daha Avustralya ya gidip orada kalanlar var. Bir de çok büyük bir grup halinde Türkiye de yaşayanlar var. Bazı Tahminlere göre 500.000 ve üstü Batı Trakya'lı Türkiye de yaşıyor. Yıllardan beri sürüp giden göçler. 19. madde dolayısıyla vatandaşlıktan atılanlar, Almanya'da Türkiye'da Vatansız , Haymatlos olarak yaşayanlar. Çoğunlukla Türk Vatandaşlığına geçmiş olanlar.
Kurban bayramında bir kokteyl'de karşılaştığımzı İbrahim Onsunoğlu ile bir muhabbetimiz geçmişti." Batı Trakyalıların başı Yunanistanda, gövdesi Türkiye'de, Kolları Avrupa'da özellikle de Almanya da bir de Avustralya da olan bir toplumdur" diyordu Onsunoğlu. Doğru hakikaten. Dağılmışız dünyanın dört bir ucuna.
Her Batı Trakyalı'nın uzaklarda bir yerlerde bir akrabası, bir karseşi, bir halası, dayısı, vardır. Hatta bazı arkadaşlarımızın anası babası ve kendileri farklı ülkelerde yaşadığı oluyor. Düşünün ki bazı ailelerde Baba Almanya'da işçi, Anne Yunanistan'da köyde yaşlılara bakıyor, Delikanlı Ankara'da Okuyor, Kız Bursaya Evli Bayramdan bayrama buluşabiliyor aile. Yada belki de Yazdan yaza o da şöyle 15 günlüğüne.. Herkesin izni, tatili denk düşerse'de. Denk düşmezse, her akşam sofrasında "Keşke o da burada olsaydı!" diye anılıyor birileri buruk seslerle.
Öyle ki biz Batı Trakyalılar hep Göçmen'iz. Göç, gurbetlik, hasretlik bizim hep bir parçamız, yakamızda bir düğme, boynumuzda bir kolye gibi.
Fakat hep te sitem etmişimdir bir birimiz yeterince tanıyamıyoruz. Bir birimize yeterince anlatamıyoruz derdimizi. Her gittiğimiz memleketin farklı problemleri, dertleri ile cebelleşiyoruz. Yeni dertler katıyoruz ajandamıza. Hayat belki hep aynı. İster İstanbul, İster Bursa, İster Frankfurt, Berlin, ister Gümülcine, İskeçe, Şahin; YassıKöy, Şapçı olsun
Hayatta dertlerimizin bir kısmı hep aynıdır
Geçim derdi.. Ekonomik sıkıntılar. Çocukları okutma derdi. Zengin olma hevesleri. Yıllardır yaşadığımız baskıcı ortma bilincçli, bilinçsiz bir tepki olarak gelişmiş daha iyi ve daha çabuk bir hayat özlemi
Bütün bunların içinde de hepimiz kendi hikayelerimizi yazıyoruz.
Bilmem NODUL bu satırları okuyor mu? Almanya'dan bir iki eleştiri, hikayesi yayınlandı ŞAFAK Dergisi'nde
Bayağı bir düşündürdü beni. Çok boyutlu düşünceler
Evlilik içi çelişkilerden, çatışmalardan bahsediyordu, cesurca
Ve bazı tatsız gerçekleri su yüzüne vuruyordu. Diğer taraftan da Almanya'da yaşayan insanımızın hayatından kesitler anlatıyor
Almanya'daki insanımızın hayatından hikayeler
İşte belki de yıllardır ihmal ettiğimiz ya da üsütüne pek gitmediğimiz bir boyut. Almanya'daki işçi, esnaf, köydeki dertleri hikayeleri biliyor. Ama biz çoğu zaman Almanya hikayelerini, orlarda gelişen yaşamın öyküsünü bilmiyoruz. Hatta ve hatta çoğu zaman Türkiye'de İstanbul'da Bursa'da , Yalova da, Eskişehir'de, İzmit'te İzmir'de yazılan hayatların öykülerini bilmiyoruz.
Gazetelerimize, yerel basınımıza baktığımızda, memleket sıkıntılarının hep anlatıldığını görüyoruz. 19. madde, çökme eşiğinde ki eğitim sistemimiz, gelişemiyen ekonomik hayatımız Politik sıkıntılar, kültürel vurdum duymazlık
Diğer taraftan da bütün bunlara tepki duyarak, çocuklarının geleceği için, daha iyi bir hayat için göç edenler
Ya onlar ? Gurbette'kiler ya da Türkiye'dekiler hayatlarından memnunlar mı? Aradıklarını bulabildiler mi? Onlar hiç cehalet sıkıntısı yaşamıyorlar mı? Onların koca bekarlık gibi, mutsuz yuvalar gibi, kaybedilmiş toplum değerleri gibi, asimile olmak gibi, dertleri yok mu? Onlar tiyatro'ya gidiyor mu?
Basınımızda ilginç bir boşluk hissediyorum! Ya da ben yerel basını çok az takip ediyorum.
Almanya daki, Avustralya'daki, İngilitere'deki, Türkiye'deki insanımızın hikayelerini, hayat hikayelerini merak ettim birden
Doğru ya orada da Koca Bekarlar vardır
Ki var
Her yaz gelip gelip genç kızlarımızı (delikanlılarımızı da ) alıp alıp (evlenerek) gidiyorlar
Oralarda Nodul gibi, Necmi Hasanoğlu gibi, Faruk Nurioğlu gibi başka yazarlar yok mu? Varsa eğer çıkın lütfen diyeceğim Azınlık basınının sizin de hikayelerine ihtiyacı var. Siz de bu toplumun birer parçasısınız Sizin de hayat hikayenizi dinleyelim Sizin de görüşlerinizi dinleyelim. Siz de Azınlığımızın Yazılı Basınına renginizi verin