GENÇLİK ÖRGÜTLERİ
Genç bakıştan ne beklenir adı üstünde gençlerden ve gençlikten söz etmesi beklenir. Hani eminim bazi abilerim arada bir bana kızıp, memleket konularını kurcalama diyor olabilirler. Onları da bir yerde tatmin edelim hani gençlerden de bahsedelim bahanesiyle size bu gün cıvıl cıvıl bir konudan bahsetmeyi düşündüm.
Konumuz gençlik örgütleri... Nerden başlasak acaba ... Bizim memleketten başlayalım en iyisi... Kültürümüzde gelecek ve gençlik için güzel laflar vardır. Mesela "Bugünün küçükleri yarının büyükleridir” gibi. Ancak şimdi bu laf öyle bir laf ki. Ne yöne çekseniz gelir. Şimdi bugunünün küçükleri derken kimler küçük sayılıyorlar. Bir yaş sınırı var mı ? Nedir bu yaş sınırı. Peki bu yarın ne zaman gelecek. Ya da ne kadar sonra artık yarındayız. Geçmişin küçükleri bu günün büyükler oldu belli değil! Belli olmaması da birçok büyüğümüzün işine gelmiyor zaman zaman !
Neyse bu kadar geyiğin amacı şuna varmaktı. Yakın bir zamana kadar bizim Batı Trakya Türk Müslüman Toplumunun yöneticileri gençleri pek te kale almıyorardı. Hani bir yaşın altındakilerini hala kale almıyorlar. Oysa ne kadar da büyük hata ediyorlar. Bir çevrenize bakın, Batı Trakya'nın cıvıl cıvıl gençliği nerelerde ? Cafe'lerde, barlarda, sağda solda, "ilektronika'larda”, platiya da kahbve keyfinde, lakırdıyla peynir gemisi yüklemekte. Fakat yeri gelince bir çok yöneticimiz. Bizim gençliğimiz şeklinde nutuklar atmayı seviyor. İşlerine gelmeyince de bu gençlikten hayır yok diyor. Ama bugüne kadar çok ciddi çabaları pekde görmedik doğrusu.
Kötü örnek çok aslında... Bir avuç genç toplanıp Gümülcine'de Şafak Okuma Tiyatrosu kuruyor. Kendi çaplarında iki üç Batı Trakyalı yazarımız eşliğinde yerel Batı Trakya sanatından şiirleri dramatize ederek bir gösteri hazırlıyorlar. Amam malesef yeterince sahip çıkılmıyorlar. Hangi Derneğimiz bugüne kadar bu gençleri bir gösteriye davet etti. Hangi köy müdürümüz köyüne davet edip güzel bir organizasyonla bu gençleri büyük bir köy halkı kitlesinin önüne çıkardı ? Tabi yapanlar da var ama çok az. Ayıp denecek kadar çok az !
İyi örnekler de var. İskeçe Türk Birliği çatısı altında 1988 den beri çalışan bir Gençlik Yürütme Kurulu var. Kim biliyor ? Pek azımız İskeçe'lilerin bir kısmı ! Liseli gençlerden oluşan bu topluluk arada bir partiler düzenliyorlar. Arada bir geziler. Güzel bir folklor Grupları var. Güzel bir Kızlar Vokal Grupları var. Ama onlarda bir çoğu yerde aynı kaderi paylaşıyorlar. Hangi dernek onları bir etkinliğe davet etti? Hangi köy müdürü onları bir etkinliğe davet etti ? GAT lılar ve İTB Yönetim Kurulu'nun bir dizi etkinliklerinfde bulunuyorlar. O kadar. Gönül isterdi ki daha şapçı, dimoteka cıvarından davetler alsaydılar.
Bir de GAT var. Ekip olarak, pırlanta gibi gençlerden oluşan bir toplulşuk. Büyük bir iyi niyetle Batı Trakya'da Kültür adına bir dizi etkinlik yapmaya çalışan bir topluluk. GAT'ın eski bri başakanı olarak şunu söyleye bilirim. Bir çok etkinikte insanlarımıza, ilk önce ne yapmak istediğimizi, yapmak istediğimizin doğru olduğunu anlatmakla zaman harcadık. Acı tecrübelerimiz de olmadı değil. Ama gönül isterdi ki LAF arkasında cidden güzel destekler görseydik. Ama GAT'çılara Batı Trakya da şu ana kadar en şanslı gençlik örgütü oldu galiba. Birçok konuda yılmadan ve yorulmadan devam ettik. Ettiler. Etmiye devam ediyorlar.
DEB partisinin Gençlik Kolu kuruluyormuş. Onlara da kolay gelsin diyoruz. Çok ciddi bir konuyu ele almaka isteyen bir grup genç insan bir araya gelip kendi doğru gördükleri şekillerde çalışıyorlar. Kurulşma aşamasındalar daha. Ama yolları açık olsun diyorum.
Bir de köy odaları. Köy gençlerinin arada bir coşarak, arada bir sessiz sakin çalışan köy odaları.
Başka ? Yok başka bildiğim. Birilerini unuttuysam hoş görü ile karşılayın.
Fakat çok başka olmalıydı halimiz. Gönül isterdi ki yaz aylarında Batı Trakya'nın birçok köyünde üç ay boyunca festivaller düzenlensin. Bir değil 10 koromuz olsun. Bir değil 3 tiyatromuz olsun. Bir değil 10 koromuz olsun. Birkaç değil 10'larca müzik grubumuz olsun. Yarışmalar düzenlensin. Beste, ses yarışmaları düzenlensin. Halkımız kendi kültüründe coşsun eğlensin.
Bu lafımı kimse tersinden almasın. Irkçı falan değilim. Yunan Kültürününde bir güzelliği var muhakkak. Ancak biz ilk önce kendi kültürümüzü geliştirelim.
Dünya'da ve Avrupa da Gençlere o kadar çok önem veriliyor ki. O kadar çok güzel örnekler var ki. Mesela AEGEE gibi bir Avrupa Gençlik Forumu kurulmuş, yanlış Hatırlamıyorsam, avrupa çapında çalışan bu örgütün 60 cıvarında şehirde şubesi var. Farklı milliyetlerden, kültürlewrden gençler bir araya gelip bir birlerini tanıyorlar. Beraber Avrupa Birliği'nin geleceğini inşaa ediyorlar.
Mesela AIESEC var. Dünya çapında 10.000'e yakın üyesi, 300'e yakın şubesi olan bu kuruluş, dünya çapında staj değişim progrmaları düzenliyor. Amaç hep bir Dünya üsütünde farklı ırkların, farklı kültürlerin olduğunu ve hep beraber bu dünyayı paylaştığımızı insanlara anlatmak. Daha nice örnekler verebilirim.
Siyasi partilere bakın. Her siyasi parti'nin bir gençlik kolu var. Gençler bu siyasi partilerde siyasete hazırlanıyorlar. Parti'nin ideolojisini öğreniyorlar. Partinin yöneticilerini tanıyorlar. Gençlik konularında politikalar üretiyorlar. Gençlik kurultayları düzenliyorlar. O ülkenin gençliğinin sorunlarını tartışıyorlar.
Neden bu çaba acaba hiç düşündünüz mü ? Neden gençlere bu önem ?
Çünkü gençler bu gençlik örgütlerinde, toplumsal insanlar olmayı öğreniyorlar. Toplum meseleleri üzerine kafa yoruyorlar. Ortak dertler üzerine fikir üretiyorlar. Çünkü gençler bu ortamlarda siyaseti öğrenyorlar. Yöneticiliği öğreniyorlar. Bütün bunlarda gençlere bilinç veriyor. Kendilerini tanıma fırsatı veriyor. Zaman öldürmelerini engelliyor. Zamanlarını dolu dolu geçirmeyi sağlıyor.
Ama bütün bunlar, büyüklerin ciddi ciddi desteği ile oluyor. Nutuklarla olmuyor. Gençliğe biraz daha, biraz daha önem vermemiz gerekmiyor mu ?
Birilerinin canını sıktıysam, uykularını kaçırdıysam kusura bakmasınlar. Dost acı söylermiş.