2 Aralık 2000
Her şeyden önce Hayırlı Ramazan'lar değerli okuyucular.
Ramazan'ın bir güzel tarafı da her ne hikmetse bizim bu memlekette daha da sosyal bir ortam yaratmaktadır. Anlatacaklarım dini açıdan değil de sosyal açıdan bir gözlem.
Ramazan vesilesi ile yatsı namazındaki teravihlerde, arkadaşlarla farklı camileri ziyaret etmekteyiz. Birkaç akşamdır teravih vaktinde İskeçe'nin farklı köylerinde namaz kıldık. Teravih sonrası da eş dost, kahve muhabbeti...
Bu muhabbetlerden birinde bir arkadaş anlatıyordu: "Ramazan vesilesi ile camilerimiz doldu. Köylüler Ramazan'da geriye geldi”.
İşte bu noktaya biraz değinmek istiyorum. Yıl boyunca köy dışında çalışan erkekler Ramazan ayı boyunca geri geliyorlar. Üzerinde durmak istediğim nokta "geriye gelmeleri”
Bizim İskeçe'nin balkan köylerinden bahsetmek istiyorum özellikle. Tütüncülük ve az buçuk hayvancılığın dışında işsizlik var bizim köylerimizde. Bundan dolayıdır da çocuk büyütme derdinde, aile geçindirme derdinde olan babalar, çoğunlukla köy dışında çalışmaya gitmektedir. Köy dışında derken aslında İl dışında demem daha doğru olacak.
Yıllardır, Atina'da, Selanik'te, Adalarda, Avrupa'nın bir liman kentinde, bir lokantada, garson, bir tersane de gemi temizlik işçisi, bir inşaatta usta yada sadece işçi, boyacı, sıvacı, çeşmeci, elektrikçi olarak çalışan 100lerce insanımız var.
Bu işlerden elde edilen gelirler de erkekler, Şahin'de, Ketenlik'te, Yassıören'de, Mustafçova'da, ve diğer köylerde yaşamını sürdüren ailelerini geçindiriyorlar.
Ancak anlattığımdan da açıkça anlaşıldığı gibi babalar uzakta bir yerde çalışıyor para kazanıyor, paranın bir kısmını evin hanımına gönderiyor. Evin hanımı da evi, kendisini, çocukları geçindiriyor.
Bir aile düşünün ki. Baba sürekli yok. Sadece anne var. Çocukların bakımı anneden sorumlu. Çocukların hayat bilgisi, terbiyesi anneden sorumlu. Çocukların eğitimi, adabı, terbiyesi anneden sorumlu. Olağanüstü bir ağırlık var annelerde.
Ancak üzücüdür ki, balkan da yaşayan anneler, kadınlarımızın büyük bir kısmının eğitim seviyesi bir hayli düşük. Kendilerinin de günahı değil aslında. Bu günün annelerinin büyük bir kısmı zor zamanlarda çocuk olmuşlar, zor zamanlarda yetişmişler iyi bir eğitim alamamışlar. Bundan dolayıdır ki kendilerinin de eğitim seviyesi düşük olduğundan çocuklarının eğitimi ile yeterince ilgilenememektedirler.
Bir çoğu zaman da evde bir disiplinsizlik, bir başı boşluk. Tek başına bir iki hatta bazen, üç, dört .çocuğu büyütmüş olmanın sıkıntısı, bunalımında olan anneler. Yeter artık 13 yaşına geldi ne hali varsa diyebilen bir anne...
Evde bir babanın yokluğunu düşünün... Bir baba var ama, yılın 12 ayının 11 inde evde yok. dışarıda çalışıyor. Bir kişinin, üçbeş kişinin değil bir toplumun sorunu bu...
Ailesinden uzak, çocuklarını 4 ayda bir görebilen babaların sorunları...
Üniversiteli yıllarımda babasını tanımadığını, babası ile hiçbir anısı olmadığın söyleyen bir hayli arkadaşım olmuştu. Babam nasıl bir insandır? Huyu suyu nasıldır? Davranışı ansıldır ? Muhabbetini bilmiyorum. Babamla arkadaşlığım yok diyen bir hayli arkadaşım olmuştu. Hatta bunun sıkıntısını çektiğini itiraf ettiğini söyleyen de bir hayli arkadaşım olmuştu.
Diğer taraftan da eminim, üniversite de, lise'de olan oğlunu, kızını pek tanımayan bir hayli baba vardır. Oğlu ile ders, okul muhabbetinin dışında, sağlıklı bir baba-oğul, baba-kız muhabbetini kuramayan bir hayli erkek vardır.
Resmi olarak birlikte olsa da pratikte parçalanmış aile fotoğrafları..
Bölgenin ekonomik sorunlarının, toprağın verimsizliğinin, iş alanlarının kısıtlı olmasının sonucu... Yani bir bakıma ekonomik bir sorunun toplumsal bir sonucu...
Ancak bölgesel ekonomi politikalarını geliştirenlerin üzerinde pek durmadıkları, ya da içtenlikle pek üzerinde durmadıkları bir sorun.
Sonucu ne olur?
Bilemiyorum
Ancak bölgemizde yatırımların artması, ve bu kadar geniş kapsamlı bir iş göçünün önüne geçilmesi gerek.
Ramazan akşamlarının, teravih sonrası, kahve muhabbetlerinde, acı tatlı sohbetlerden biri...
Birlikte çekilmiş bir aile fotoğrafının hazzından mahrum insanların, mutlu ailelerinin hevesinde olan insanların özlemi...