Her ne kadar Genç Akademisyenler Topluluğu son bir iki yıl içinde halkımız arasında daha fazla Balkan Gençlik Festivalleri, Ketenlik Eylül 97, Şahin Eylül 96, Çınaraltı Şiir Festivali Eşekçili 96, ve de Kozlu Kebir Gençlik Şöleni Ağustos 97 ile hatırlanıyor olsa da, Genç Akademisyenler Topluluğu nun bir başka yanı da adı üstünde akademik çalışmalar yapmak.
Her ne kadar Genç Akademisyenler Topluluğu üyelerinin hiç biri tam anlamıyla master ve doktora öğrencileri olmasa da amaç bu doğrultuda çalışmalar üretebilmek. Bu güne kadar paneller arasında da "Batı Trakyanın Ekonomik Sorunları" Ağustos 1995, gece Üniversiteleri Ağustos 1996, "Batı Trakya Toplumunda Kadının Yeri", "Gençlik sorunları" gibi etkinlikler de topluluğun üzerinde çalıştğı etkinlikler oldu.
Tabi bir de şu ana kadar ilk uluslararası Konferansa katılım da Nisan 1997 tarihinde İstnabul da Umut Vakfı'nın düzenlediği konferans olmuştu. Bu konferansa da batı Trakya daki sivil toplum kuruluşlarını tanıtan bir makael ile katınılmıştı.
Niye bu kadar anlatıyorum ?
GAT'lılar yeni bir panel hazırlığındalar. Genç Akademisyenler Topluluğu Yürütme Kurulu son iki aydır Batı Trakya Türk Müslüman Azınlığı'nın eğitimi ile uğraşmaktadır. Çeşitli gençler, farklı fakültelerin öğrencileri toplumumuzun eğitim sorunlarıyla uğraşmaktadır. Çeşitli kaynaklardan, kütüphane araştırmalarından, bilgiler derleyerek bu konuda bir panel yapmayı planlamaktadırlar.
Bu bağlamda beni de aramışlar. Panele bir katkıda bulunmamı istemişler. Arayan Ozan Ahmetoğlu GAT başkanı Yürütme Kurulu adına 25 Aralıkta yapmayı planladıkları panelin amacının Batı Trakya Toplumuna bu konuda bir sorunun olduğunu anlatmak değil, bir tartışma ortamı yaratmak olduğunu söylüyor.
"Amacımız" diyor Ozan Ahmetoğlu "problemleri yaşayanlara problemleri yaşadıklarını anlatmak değil. Bizim amacımız yaptığımız çalışmaları toplumun huzuruna sunmak ve bu konuda bir tartışma ortamı yaratmak. Toplumumuzun önde gelenlerini tartıştırmak. Toplumumuz da bu konuda sorunlar yaşayan öğretmenlerimizle, öğrenci velileri ile, Üniversite mezunları ile eğitim sorunumuzu açık bir ortmada herkesin kişisel fikrini söylemesini sağlamka için bir ortam yaratmak.
Bu panelin sonucunda da otomatik olarak problemlerimiz çözmek tabiki mümkün değil. Toplumsal sorunların çözümü zamanla ve toplumun kurumlarının katkısıyla gerçekleşir. Amacımızı sadece uzun zamandır ayrı gayrı, çeşitli kahve köşelerinde, kulislerde, Batı Trakya'yı ziyaret eden araştırmacılara anlatırken kafa yorduğumuz sorunlarımızı kendi içimizde toplu halde düşünmek ve toplu halde fikir üretmeye tartışmaya çalışmak. Belki de bölük pörçük, eksik ya da tamamlanmamış fikirleri birbirimize açarak tıkanan eğitimimize bir çöüm modeli aramak.
Çünkü eğitimimiz toplum olarak bütün diğer sorunlarımızdan belki de en önemlisi ve toplumumuzun geleceğini ilgilendiren en önemli sorunlardan biridir."
Bana da çeşitli Yürütme Kurulu üyelerinden iletildiği kadar paneldeki konuşmacılar, konuyu irdeleyeneler, açanlar üniversite öğrencilerinden oluşacakmış. Ancak sorunları yaşayan kesimden, dernek başkanlarının, milletvekillerimizin ve de özellikle velilerle, öğretmenlerimizin fikirlerini ve katkılarını bekliyorlarmış.
Kişisel kanım bu panel panelden fazla bir forum, bir "Siyaset Meydanı" gibi bir toplantı olacak. Herkesin fikrini ortaya koyabilceği ve hep beraber tartışabileceğimiz.
Tartışmaya açmaya planladıkları konular arasında, ilkokul kitapları, öretmenlerimizin sorunları, SÖPA'lı öğretmenelerimizin sorunları, orta ve lise eğitimi sorunları, Üniversite eğitimi ve üniversite sonrası sorunlar şeklinde düşünülmüş.
Genç Akademisyenler Topluluğu Yürütme Kurulunun bu etkinliğini kendileirinin izni ile size aktarıyorum.
Güzel bir etkinlik hakikaten. Topluluk içinde bazı çevrelerin iddia attiği gibi küçük bir grubun dışında bir çok insanın çabaladığını düşündüğünü bir şeyler üretmeye çalıştığını gösteren bir çalışma. Biz toplumun diğer mensuplarından da bekledikleri katılım ve destek.
Panel, açık oturum gibi etkinlikler malesef toplumumuz içinde sıkça yapılan etkinlikler değildir. Yaşadığımız sorunlarımızın yüküne bakılınca birbirimizle uğraşmaktansa daha fazla fikir üretmemiz beklenmeketedir. Ancak malesef toplum olarak bir dizi etkinlikleri yeni öğreniyoruz. Toplumumuz için yeni fikirler tartışmayı yeni öğeniyoruz.
Sizlere ilk yazılarımda Internet'ten Internet te tartışömlardan bahsetmiştim. Gelecek yazılarımda da internette Batı Trakya adına döznen politika ve kampanyalardan da bahsedeceğim. Ancak ne komik ve de nbe trajik, üzücü ki bir taraftan dünyanın hızla geliştiği Internet teknolojisi'nden bahsederken diğer taraftan bizler temel eğitim sorunlarımızla uğraşıyoruz. Bu uğraşımızda da hgep bir suçlu buluyoruz. Yunan devletini uygulamalarını suçlu gösteriyoruz.
Acaba bu güne gelmemizde bizim hiç bir kabahatimiz yok mu ? Toplum olarak iki ülke arasındaki sorunların çözümünü beklemektan başka hiç mi altetrnatifimiz yok ? Derneklerimizin bu konuda etkin ve aktif rol almaları gerekmemektemidir? Ki kanımca bugünkü çabaları, mücadeleleri çağdaş derneklerin etkinliklerinin bir hayli gerisindedir!
Hiç özeleştiri yapıyormuyuz ? Kendimizi sorguluyormuyuz ? Orta okullardaki lotto sorunu nu çözmek için ön görüşlü davranıyormuyuz ? yoksa hep tepki vermekle mi kalıyor mücadele anlayışımız ?
Üniversite bitirmiş gençlerimizin toplumumuza uyum sağlamalrı için cidden çaaba sarfediyormuyuz ? Yoksa her koyun kendi ayağından mı asılır? Toplumumuza genç insanların katılması için üniversite mezunlarının geriye gelmesi için üniversite gençliğine sahip çıkıyormuyuz ? Yoksa çaktırmadan laf arasında geri dönmeyip İstanbul, İzmir, Bursa da kalmalarını mı öneriyoruz ?
Evet eğitim tartışmaları ile dolu bir kış ve ilk bahar dileğiyle!