Fuar Organizatörü, Gezgin, Şiir, Yazı,
İskeçe, Boğaziçi, Antalya, İstanbul!
Önceki Ymaj
Sonraki Ymaj

SİTEDE ARA

 

 

 

 Agoras Fuarcylyk

 Agoras Fuarcylyk

 

SOSYAL MEDYA

Facebook'tan Takip EdinFollow us on TwitterBizi Linkedin'de takip edinBu siteyi favorilerinize ekleyin

Liselerimizde Bina Sıkıntısı Yok Mu?

23 Eylül 2000

Geçtiğimiz hafta içinde Doğu Makedonya ve Trakya Bölge Genel Sekreteri'nin kararı ile her iki okulumuza başvuran öğrencilerin tümü liselerimize alındı. Kura ile ilgili kanun kalkmamış olsa da, devletin bu iyi niyeti davranışı sonucunda liselerimize başvuran bütün öğrenciler ders yılına normal brşekilde başlamış oldu. Ancak ortaya bir dizi sorun daha çıktı. Her iki lisemizin öğrenci sayısı 400 üzerinde. Yanılmıyorsam da her iki liseye kayıtlı olan öğrenci sayısı 900 cıvarında.

Sevindirici bir tablo yıllardan beri itiraz attiğimiz bir nokta da olmumlu bir gelişme var. Ancak acaba bu sevindirici gelişme gelecek yıl da devam edecek mi? Gelecek yıl da bütün öğrenciler kurasız ortaokul ve liselerimize alınacak mı? Gelecek yıl da bütün öğrencilerin okula alınabilmesi için, okullarımızın yeni sınıflara, yeni binalara sahip olması gerekecek. Yoksa gelcek yıl başvuracak öğrenciler alınmaya bilir de. Sorun sa devletin kötü niyeti değil pratik bir sıkıntı olacak. SINIF YOK! Denecek.

Ancak bunun sonrası da var, bir sonraki yıl kaç kişi başvuracak ? Gelecek yıl kaç öğrenci azınlık ilkokullarından mezun olup Azınlık ortaokul ve liselerine girmeyi planlayacaktır? Ya bir sonraki yıl?

Şu bina meselesine daha yakından bir göz atalım. İki azınlık lisemizin birer tane binası. He riki binanın sahibi de devlet. Celal Bayar Lisesi' devlet tarafından yaptırılmış bir azınlık lisesi. İskeçe Musazaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi ise, özel, şahsa ait bir kurumdur. Ancak İskeçe Azınlık Lisesi'nin binası da devlete aittir. Celal Bayar lisesi lise olarak yapılmıştır. Ancak İskeçe Azınlık lisesi ise bir tütün deposu olarak inşaa edilmiş günümüzde ise bir okul hizmeti vermektedir.

Son yıllarda kuranın uygulanmaması sonucunda her iki okula da ek sınıflar yapıldı. Ancak nereye kadar? Daha kaç tane ek sınıf yapabileceğiz? Daha ne kadar yama yapabileceğiz?

Peki ya bahçe? 400 üzerinde öğrenci için iskeçe Azınlık lisesinde bir basket sahası kadar bir bahçe var. 400 öğrencinin tümünü bahçe ye sığdığını düşünün? Peki bu öğrenciler nerede oynuyacaklar? Nerede dolaşacaklar? Nerede bir muhabbet edecekler? Nerede kahvaltı edecekler? Delikanlılığın enerjisini boşaltmak iöin nerede deşarj olacaklar? Ya spor dersleri? Nerede koşacaklar? Nerede spor yapacaklar?

Ya tualetler? 5 dakkalık teneffüslerde öğrenciler 10 tane tualetle idare etmek zorunda kalmaktadırlar. Ne zaman yetişip ihtiyaç giderecekler?

Belki çok detaya iniyorum... Ancak dikatinizi çekmek istediğim konu çok açık. Artık yeni binalara, hatta yeni okullara ihiyacımız var.

Sözüm dostça, kimseyi yerme yada kötüleme niyetinde değilim. Ama her aklı fikri çalışan insanın düşüncesini kelimelere döküyorum.

Ne yapılması gerekir?

Lozan anlaşmasına göre azınlık kendi okulununu kendi yapar. Gücü yetmezse Yunan Devletinden yardım ister...

Şimdi gelin hep birlikte düşünelim...

Biz kendi okulumuzu yapacak güçte miyiz? Yoksa değil miyiz?

Okul yapmak ve işletmek için bir eğitim şirketi kurulamaz mı? Bu şirket azınlık okullarının genişlemesi için yani bina yapımı için inşat yapsa, okul ihtiyaçlarını giderse acaba nasıl olur? İskeçe'ye, Gümülcine'ye birer okul daha kazandırsak acaba nasıl olur?

Peki kim kurar bu okulu? Kimler katılabilir bu eğitim şirketine ? Böyle bir şirkete sermaya yatırarak ortak olacak varlıklı insanlarımız, zenginlerimiz var mı yok mu? Hem hayır işi ama hem de kişisel sermayesi ile böyle bir işe girecek inansanlar çıkmaz mı? İşin hayrından bahsetmiyorum... Yok olup giden sermayelerdden bahsetmiyorum... Şirket ve ortaklık diyorum...

Muzaffer Salihoğlu İskeçe Azınlık Lisesi gibi, başka özel liseler kurulamaz mı?

Bir başka düşünce de var olan liselerimizin binaları ile ilgili... Eğer bir eğitim şirketi kuracak gücümüz yoksa, devletten bina istesek nasıl olur acaba? Nasıl olsa her iki bina da devletin değil mi? Var olan daracık yerler yerine, daha büyük, daha geniş binalar istesek? Tütün deposu yerine daha açık arazide, daha geniş bir mekanda okul inşaatı istesek ? Devletten bize bina inşa etmesini istesek. Devlet böyle bir işe yanaşmaz mı?

Bildiğimiz gibi Yunan Devleti çeşitli köylerdeki ilkokulların restorasyonu için 1.3 milyar para yardımında bulunmuştu. Aynı devlet belli başlı köylerde Devlet Liseleri kuruyor. Peki biz devletten, yeni bina istesek. Aynı okul devam ediyor... Ancak bina değişiyor.

Hani cep telefonununun numarasını değiştirimiyorsunuz, sim kartın aynı kalıyor ama cihazı değiştiriyorsun, daha yeni bir cihaz alıyorsun gibi...

Olmaz mı ? Neden olmasın? Peki yeni bina istememiz mantıksız mı olur? Ne den olmasın?

Peki bu görüşleri kimin gündeme getirmesi gerekiyor? Bu tartışmayı kimin başlatması, kimi açması gerekiyor. Kimin ?

Milletvekillerinin mi? Belediye başkanları, nahiye müdürleri mi? Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği mi? MMMMuallimler Cemiyeti mi? SÖPA Mezunları Dernekleri mi? Okul encümenleri, okul sahipleri mi? Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği mi ? Biz gazeteciler mi? Biz köşe yazarları mı? Öğrenci velileri mi?

Bu konuyu kimin takip etmesi, kimin olgunlaştırması gerekir? Peki kim yapacak bu işleri... Kim uğraşacak bu ciddi ve hayati konu ile ?

Kimse mi ?

Yoksa siz de mi "Bu memlekette adam yok!” diyenlerdensiniz? Yoksa siz de adamdan saymıyormusunuz kendinizi? Yoksa hepimiz meslek sahibi iş güç sahibi olduk da adam olamadık mı?

© 2011 Mehmet Dükkancy. Tüm haklary saklydyr. | Yasal Uyary | Yleti?im