11 Nisan 2001
İskeçe Türk Birliği yeni yönetimine yönelik geçen haftaki yazıma, bazı liseli gençlerden sorular geldi. Ne gibi faaliyetler yapmışız zamanında diye soranlar oldu. Kısa sohbetimizde bu günkü liseli gençlere eski yıllardaki faaliyetlerimizden bir şeyler anlatamaya çalıştım. Gençlerden gelen şaşkın bir tepki vardı. Birisi "biz de aynı faaliyetleri yapabiliriz” diye heveslenirken, bir başkası anlattıklarıma "bir varmış bir yokmuş, evvel zaman önce” masalları gibi tepki verdi.
"Biz geçmişte ne yaptık, bu günkü gençler bu gün ne yapabilirler?” diye bir soru takıldı aklıma...
Hem liseli gençlere fikir önerileri hem de kendi liseli yıllarımın arkadaşlarına bir nostalji yaşatma niyetiyle kısa kısa anılar, ve öneriler.
Yıl 1988. Bu gün Almanya, İngiltere, Türkiye'de İstanbul, Ankara'da iş hayatına atılmış üniversiteli ağabeylerimiz ve liseli arkadaşlar bir araya gelerek, İskeçe Türk Birliği Gençlik Kolu'nu kurmuştuk. Bir İdari Heyet, 4 tane de kol kurmuştuk: Kültür Kolu, Folklor Kolu, Müzik Kolu ve Spor Kolu.
Folklor Kolu, Orhan Rahmioğlu hocanın çalıştırdığı, kızlı erkekli öğrencilerden oluşuyordu zaten. Müzik Kolu ise Osman Arda hocamızın öğrencileri ve kendi aralarında çalışmalar yapan bir pop-rock grubunun üyelerinden oluşmuştu. Daha önce de bahsetmiştim, vokalde Dr. Timur, Gitar'da Emre, Klavye'de Klavye dehası Alpaslan, ikinci klavye'de Kubilay enfes bir müzik yapıyorlardı. Emre'nin gitar soloları da pek İskeçe'de duyulmamıştı o zamanlar.
Spor Kolu, zaten var olan Futbol takımı ve yanına eklenen voleybol ve de basketbol takımlarıyla desteklenmişti.
Kültür kolu ise en yeni en yaratıcı çalışmaları yapan kol olmuştu. Vakti zamanında lise öğrencileri olarak bir panel düzenlemiştik. Ozon Tabakasının delindiği o gün yeni gündeme gelmişti. Biz de o konuda çalışmış ve ona göre bir hazırlık yapmıştık. İskeçe'de ilk defa lise öğrencileri olarak bir panel yapmıştık. Bunun yanında da o zamanlar gündemde olan bir televizyon yarışmasından esinlenerek, ortaokullar ve liseler arası bir kültür yarışması yapmıştık. 1988'de başlayan macera 1990lı yılların sonuna kadar kimi zaman çok ateşli kimi zaman da çok sakin, hatta sönük bir şekilde devam etti. Kültür yarışmaları daha sonraki yıllarda, başka arkadaşlarla da devam etti.
En ilginç etkinliğimiz ise Video Gösterimlerimiz oldu. Video'lar piyasaya yeni çıkmıştı. Hafta da bir gün bir video film kiralayıp, hep beraber izliyorduk. Kimi zaman büyüklerimizi de davet ediyorduk. Kimi zaman ise biz bize genler olarak takılıyorduk.
Bunun yanında başarılı çalışmalarından dolayı bir iki defasında İstanbul gezileri, Edirne gezileri düzenlendi. 10 Kasım Atatürk'ün ölüm yıldönümü vesilesi ile de Selanik'e geziler düzenlendi.
Gençlik kolunun aktif olduğu yıllarda İskeçe Türk Birliği her zaman gençlerin buluşma yuvası, gençlerin kendi kişiliklerini gelitirdikleri, kendi yeteneklerini keşfettikleri, bir birilerini olumlu yönde etkiledikleri bir yuva olmuştur.
Eğlenceler ve partilerden hiç bahsetmedim. Çünkü onlar artık bir faaliyet değil, bir eğlence organizasyonu idi. Her yıl muhakkak ki 3-4 parti düzenleniyordu. O bizim doğal hakkımızdı adeta. Bu kadar faaliyet sonrası muhakkak biraz da eğlenmek gerekiyordu.
Ya bu gün? Bu günün şartları muhakkak ki daha farklı. Artık eğlenceler çok sık yapılıyor. Video'nun hiçbir esprisi kalmadı. Her evde en az 25 televizyon kanalı var. Türkçe, Yunanca, İngilizce. Radyo'ları da katarsak bir o kadar. Teknoloji, şartlar belki değişti ama gençlik hep aynı.
Kendi kimliğini geliştirme çabasında İskeçe'li gençlere destek olabilecek bir kurum var. İskeçe Türk Birliği Gençlik Kolu... Yeniden canlandırma zamanı geldi galiba...