otururken yapayalnız bebek rıhtımında
baştan karşı yakanın
ışıkları sandım
meğerse gerçekten bir yıldız kaydı dünyamdan
inanamadım
güzelliğine sonsuz umudun
yumdum gözlerimi
bir dilek tutmak için
bir yıldız kayarken dünyamdan
aylarca süren
kuyruğu vardı yıldızın
umutlar kümesinin
yaşadım doyasıya
coşkuyla çalkalanmış umutla
bir yıldız kayarken dünyamdan
bebek sahilinin
ve boğaziçindeki manzaranın
melankolisi işledi soluğuma
ateş rengi kokularda
kavrulyuyor acısı bitişin
bir yıldız kaydı dünyamdan
ve diri diri gömüldü
coşkuyla umut
ihanetin dipdiri kuyusuna
bir yıldız kaydı dünyamdan
ve şimdi ben yalnız
ben umutsuz ve coşkusuz
gökyüzünü seyretmeye dalmışım
ve kıskançlığın alevi yanıyor
kemiriyor gönlümü
çünkü açıkçası biliyorum ki
başka insanların dünyasında
kayıyor aynı yıldız
Mayıs Haziran 1993